
Burada
tezgahın olduğu duvar
daha net görülmekte. Duvardaki takımlar ve pano aslında bir alüminyum
levha.
Levhanın arka tarafından bastırarak takımları kabarttım ve boyadım.
Kapıları
kalın asetattan
kestim, baklava bükümlerini yaptım, balsadan profil çerçevelerini
döndüm
ve boyadım. Camların kırık olan yerlerini keserek boşalttım, isli ve
pis
olsun diye de camları kararttım.
Duvardaki kablo detayı.
Kablolar beyaza boyanmış bakır telden. Kroşeler de yine bükülüp siyaha
boyanmış bakır tel, duvara gerçekten saplanarak kabloyu tutmakta...
Tuvaletin üstten görünüşü...
Alaturka tuvaletler doğrudan temas olmadığı için daha hijyenik olarak iddia
edilirler. Tabii insanlar temizliğe dikkat ettkleri sürece!
Buranın hal-i pür melali
ortada.. Seramik yerine mozaikten dökülmüş bir taş, zamanla çatlayıp patlamış..
Bunu da alçıpan tabanı oymak
sureti ile yaptım, mat siyaha boyadıktan sonra hardal rengi ile kuru fırçalayarak
geçen zamanın (ve başka şeylerin) izlerini yansıttım.
Duvar kenarında lavabodan
gelen drenaj borusu görülmekte (borulama işini minimize etme becerisi..)
Taharet musluğu lavabodaki gibi pirinç tel parçaları lehimlenip tesviye
edilerek yapıldı. Maşrapa olarak kullanılan bezelye kutusunun içine su
görünümü için şeffaf vernik doldurdum. Tuvalet kağıdı filan tabii ki yok.
İç çamaşırları zaten emici malzemeden yapılmıyor mu?

Duvarları
yapıp ta boş bırakmak
olur mu hiç? Mahsun Kırmızıgül'ün 3 adet posteri yapıştırılıvermiş ama
güncellenmediği için oracıkta eskimiş...
Bu
posterleri de fotokopide
ufalttım ve düzgün olmayan bir yüzeye yatırarak üstünden çok hafif ince
zımpara geçtim.
Toprak,
gerçek toprak. Tabana
beyaz tutkal ile yapıştırdım. Nem efektlerini parlak vernik atarak
yaptım.
İçerdeki
131'in tavanı buraya
atılmış. Yanında da bir Volvo 850 kaputu durmakta. Her iki parçayı da
alüminyum
foil ile kitlerden kopyaladım.
Castrol
yağ tenekelerini
bilgisayarda açınım olarak hazırlayıp kağıda bastım, sonra kutu haline
getirip ezip büzdüm...
........................